17 Nisan 2025 Perşembe

İsimsiz 1. Yazı

"Şimdi nasıl olur da benden sizi sevmemi isteyebiliyorsunuz?"

"İnsanlar neden Tanrıya inanır biliyor musun Can?"

"Birçok sebebi olabilir."

"Hayır. Tek bir sebepten dolayı inanırlar. Başka çareleri olmadığı için."

Yıllar önce babamı kaybettiğimde Tanrıya inanmaktan başka bir çaremin olmadığını anımsadım. Tanrı gerçekten de var olmak zorundaydı. Var olmak zorundaydı çünkü babama hakkını teslim etmek zorundaydı. Tanrının var olmamak gibi bir lüksü yoktu. Ona inanmaktan başka çarem yoktu.

Bir süre boş boş abajüre baktım. Işığı gözlerimi aldı. Sonra adamın suratına baktım.

Suratını tam olarak göremesem de, gözlerine bakarak konuşmaya çalıştım.

"Sizi sevmekten başka çarem yok mu yani?"

"Sence?"

"İyi de bu bir yapay sevgi."

"Tıpkı Tanrı gibi. Biz de bizi hangi yolla sevdiğine önem veremeyiz Can. Bizi sevmek için vesilenin ne olduğu önemli değildir."

"Herkesin sizi sevmesini mi istiyorsunuz?"

"Sevmeleri yeterli değil. Aynı zamanda korkmalılar da. Dünyadaki tüm gereksiz ırklar ve aşağılık insanlar bizden korkmalı."

"Zaten korkmuyorlar mı?"

"Yeterince değil Can. Bak şöyle anlatayım sana... Arabaların hızla geçmekte olduğu bir cadde düşün. Yayalar için kırmızı ışık yanar ve bu sırada üstü başı dağınık ufak bir çocuk koşa koşa yola atlar. Arabalar çocuğun bir o yanından bir bu yanından vızır vızır geçer. Çocuğun ezilmesi an meselesidir.

İnsanların tamamına yakını o vızır vızır geçen arabaların ortasına atlayarak çocuğu kurtarmaya cesaret edemez. Çünkü o arabaların kendilerini de ezmesinden korkarlar.

Biz böyle bir korku istemiyoruz. Bizim düzenimizde korkunun sebebi değişecek. Çocuk yine yola atlayacak, arabalar yine etrafından vızır vızır geçecek ve insanlar caddeye atlayıp çocuğu kurtarmaya cesaret edemeyecek.

Fakat bu sefer korktukları şey arabalar tarafından ezilmek değil, kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçme yasağını delmek olacak. En büyük ve tek korkuları bizim koyduğumuz saçma kurallara karşı gelmek olacak."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder